Şu anki seri uretim yüksek koltuklarda otururken de ayaklarımızı karnımız hizasına getirecek yan araçlar (puf, arkaya doğru yatan mekanizmalı koltuklar vs.) kullanmamız aslında rahatlama, kan dolaşımı, yer çekimi direnişi gibi içgüdülerimizin bir sonucu Önce size rahatlamanın sembolüymüş gibi gösterilen bir koltuk alırsınız, üzerine otururken reklamlarında oynayan oyuncuların para karşılığı hissediyormuş gibi yaptıkları sonsuz rahatı ve huzuru hissetmeye çalışır ne yazık ki hiçbirşey hissetmezsiniz fakat koltuğu almak için para vermiş olduğunuz gerçeği sizi bu eşyayı kullanmaya ve daha çok kullanmaya iter çünkü bir koltuktan alınacak verim ona oturma süresiyle doğru orantılıdır...
Bu sırada poponuz ve tabanlarınız bağdaş kurmaktan farklı olarak aynı seviyeden çıkarlar. Ayak ve bacak kaslarınız çalışamaz hale gelir. Tabanlar yerde kalır ama üzerinde sizin kontrolünüz ve ağırlığınız yoktur artık. Poponuz ise kalkar!..
Yani yukarı kalkar çünkü koltukların oturulan bölümü yukarıdadır. Poponuz kalkar ama yıllar sonra bakmışsınız artık bir misafiriniz geldiğinde vücudunuzu ayağa kaldıramaz hale gelmişsinizdir. Totalde de bir ömrün büyük bir kısmını popo geliştirerek, yani oturarak yaşamış(!) olursunuz.
Ölüm döşeğine düştüğünüzde, daha önce düşenlerin söylediği türden "keşke vücudumun kıymetini bilseydim" gibi zırvaları söylerken belki bir kısmını anlayabileceğiniz bu gerçeği, yani tüketici mantığının zararlarını daha önce anlayamayacak olmanız ve hatta bu tüketme işini ve mantığını marifet sayacak olmanız gülünçtür.
Mobilya: Kendi paranızla tuttuğunuz kiralık katillerdir. Öldürmek için doğru anın gelmesini bekler..
* Eşyaların alıntısını söliyim: www.mozaikdesign.com.
Koltuk dışındakilere bakın da vebali üstüme kalmasın..