4/13/2016

ya akıl?









 :(

uzaktan yakından içinden..

Şantiyede çalışınca..
Dozer,greyder, kamyon sesine o kadar alışırsın ki masanın üzerine o gürültü ve sallantıda kafanı koyup uyumak garip gelmez..
Bastığın dandik konteyner zemini 15 yerinden kırıktır, aldırış etmez ayağın göçe çıka yürürsün..
Beton dökülmesine heyecanlanır, asfalt serilmesine sevinirsin..
Beşe on kalasın on beş çeşit mobilya olabileceğini fark edersin..
'Parası pul, karısı dul' lafı hakiki bir deyiştir..
Kafanı kaldırdığında önce baktığın gökyüzü değil, Insanların kemerlerini takıp takmadıkları, dikey/yatay mı yaşam hattı olduğu, kendini bağlayıp bağlamadıklarına bakarsın seni ilgilendirse de ilgilendirmese de..
Dünyanın en iyi aracının emektar bi pikap olduğunu düşünürsün..
Şantiyedeki çay kutsal bir içecektir..
Şantiyelerde kimse suçlu değildir, sıvacıya göre boyacı yanlış boyamıştır, boyacıya göre beton kötü dökülmüştür, betoncuya göre kalıpçı kalıpları yanlış çakmıştır, kalıpçıya göre şantiye şefi öyle talimat vermiştir, şantiye şefine göre proje kötü çizilmiştir, projeciye göre işveren az para vermiştir, işverene göre kriz vardır..
Kadın erkek fark etmez, küfür bi süre sonra sadece bir noktalama işareti olarak kullanılır. 'Bi şeyi de doğru yapın şu a... k.... yerinde be!#?!' gibi..
Işverende değilsen paralar asla zamanında yatmaz.
Her daim yemekler kötüdür.. sebzeyse et etse sebze istenir. Hele bi de tabldotta yemek yiyorsan bi oncekinin ne yediğini bakarak anlayabileceğin kıvamda yersin..
Kaynak gözlüğüyle güneş tutulması izleyenlere denk gelirsin..
Iş programları uygulanmak, takip etmek için değil revize etmek için vardır..
Işveren muteahhide sallar, muteahhit taşerona sallar, taşeron müteahhitten şikayetçi olur, müteahhit işverene ağlar ve iş gecikir.bu yazdıklarım olmuyorsa mutlaka bi anormallik vardır..
Paranı yarın alırsın denilen işcilerin kazan kaldırmasina bi kaç defa mutlaka şahit olursun..
Projelerin üzerinde mutlaka bilumum yemek ve çay damlaları vardır..
Şantiye köpekleri çıkan grupla birlikte şantiye teftiş gezilerine katılır...
Türklerle yabancıların bir arada çalıştığı şantiyelerde teknik terimler çevrim değil adeta evrim geçirir... bakınız blending chamber'ın bindin çemberi olarak telaffuz edilmesi)
Kurulan iskelenin gerekli şartları sağlamaması üzerine iş güvenliği sorumlusunun işi durdurması ve akabinde iskeleyi mühürlemesi; iskelede çalışanın iş güvenlikçinin olmadığı akşam saatleri, haftasonları gibi zamanlarda işi bitirmesi, ama kimsenin o iskeleyi kullanmadan o işi nasıl bitirdiğini sormaması olağandır.
Akşama kadar en az 50 defa şefim lafını duyarsın.
Ama bütün bunlar sadece kendini ait hissettiğin bir ekibin varsa anlamlı olur. Yoksa tebessümle hatırlanmak yerine üstüne başka bir yüz döşenen eski koltuk yüzü gibi silinir gider. Samimi insanlar varsa sağında solunda bırak unutmayı, unutmamak için yazarsın bile..

orda bi yer var uzakta, hem içindesin hem dışında:)