9/23/2017

çok kızıyorum
çok üzülüyorum
çok seviyorum!
...


9/20/2017

Bu saatte yazıyorum sevgili günlük görünümlü blog... senden de özür dilerim, kapağına başlığına niş/rafine girişine fln aldırmadan baya baya günlük muamelesi yapıyorum ki açtığım günlerde diyordum ki teknoloji üssü yapıcam, silikon vadisinin Türkiye şubesi olacak vs... olamadın. benim hayatım da senin kariyerin önündeki engellerden biri olabilir tabi... gün geldi senin kafana vurdum, gün geldi bağrış çağrışlarimın sessiz şahitliğini susup kelimeleri hapsetmek zorunda kaldın, müslüm gürses'e katlandın, bergen'le tanıştın, bon jovi'nin It's my life'iyla coştun... seninle ilan ettim, seninle üzgünüm dedim, seninle affediyorum dedim seninle affetmiyorum dedim... yani demem o ki sen beni bi 3-4 yıldır çekiyorsun. Istanbul hayatimi da biliyorsun. Daha 2-3 hafta once istanbulda yaşanır mı yaaee die oturup mutfak masasinda yandan geçen yolun tem mi e-5 mi olduğunu tartişmadik mi senle... ev kiralarından şikayet etmedim mi. babam hastalanmış bişey yap demedim mi? hepsini dedim. Bu bir bileşke. sen benim içimdekileri yazıp tutup kimseye söylemezsen ben de sana iyi davranır ve Ocak'a kadar belki daha inivatif hedefler koyarım. Mutlu olursun sen de. Hayatta herşey karşılıklı değil mi? ya da herseyin bi bedeli yok mu? senin domain ve hosting olayını ödemesem ben de mesela, öle poposunu görmüş kedi gibi sokakta kalabilirsin kış günü...
(Şaka yapıyorum, sana öle bişey yapmam)
Bu akşam sanırım sana ayırmak istedim. Fotoğraflar aradım koymak için. Ve şu anda eski fotoğraflarıma doğru gidiyorum. Evet ben de kendini hiç beğenmeme, degersiz hissetme günlerindeyim. Bunu da cekiyorsun. Belki de hormonal bişeydir (literaturde böle bişi var mı acaba) Kendini 0 beğenmeden ötürü de yeni fotoğraflarimin hicbirisi güzel değil sanki, eskiler de değil. ben değilim işte😊

ve dunyanın en çirkin hisseden kadini olarak ben şimdi bu kadar yazıyı çok alakasız bir sonla bitirmek.istiyorum. Aşk ďört harftir...





9/18/2017

bana okuduğum kitapların en güzelini sorarsanız durmaksızın söylerim. Annemdir.
Ve yazarı babam...

9/17/2017

Benchmark yapılası Ofis Binaları

Istanbul'un mimarlarından, binalarından bahsederken (500 yıl önce ruh bulmuş anıt yapılardı konu) ilerleyip bugüne gelip iyi plaza nedir'e kadar çıktım...

İstanbul'daki en iyi ofis binaları değerlendirilmiş (Ernst&Young, Leed International, IK Magazin gibi platformları harmanlayıp aşağıya ortaya karışık birşeyler yaptım)

Yapının konumu, alt yapısı, verimlilik oranı, teknolojik imkanları, çalışanlara sunduğu sosyal aktivite imkanları, temiz hava kapasitesi, ısıtma soğutma sistemleri, internet erişimi, kolay ulaşılabilir olması, otoparkı, kullanılan asansörlerin kalitesine kadar 100 ayrı kriter göz önünde bulundurulmuş.

İşte kullanıcı beklentilerine göre birçok farklı kriterde yapılan değerlendirmeler sonucu belirlenen İstanbul'un en iyi 20 ofis binası:

Orjin Plaza / Maslak:


14 katlı Orjin Maslak Plaza’nın ilk 5 katı EY Türkiye’ye ait. Click Share, IP telefonlar, interaktif çalışmaya imkan sağlayan Cube Odası gibi ileri teknolojiler kullanılıyor.EY Türkiye’nin yeni ofisinde wellness room, huddle room, project room, collaborative area gibi farklı ihtiyaçlara cevap veren alanlar bulunuyor.Orjin Maslak, dünyada en yaygın, en güvenilir ve en geçerli “Yeşil Bina Sertifika Sistemi” olarak kabul edilen LEED Gold sertifikasına sahip olacak. Tüm kullanılan malzemeler ve sistemler tasarrufu ve yerel ekonomiyi destekleyecek şekilde seçildi. Binadaki su kullanım, ısıtma ve aydınlatma sistemlerinin otomasyona tabi olması sayesinde yüksek enerji tasarrufu sağlanıyor.



AND Plaza / Kozyatağı:


yazıcam... çok uykum geldi:) geri kalan 18 yarın