6/18/2016


Yukardaki video malın tekinin "orucuz biz, kim buranın işletmecisi" diye böğürüp sağa sola saldırmasını içeren linç görüntülerinden ibaret.
Cihangir'de bi mekanda radiohead'in yeni albümünün dinletisini yapan (ve bira içen) insanlara bi takım avanenin saldırısı. nefret ediyorum. Nefret etmekten üzülmüyor kinle beslenir hale gelmiş olmaktan üzülüyorum.
Gerçek fetih ruhu böyle olmamalı.

6/14/2016

bugün mutlaka okumanız gereken 10 köşe yazısı!

http://onedio.com/haber/bugun-mutlaka-okumaniz-gereken-10-kose-yazisi-716158?#_=_

6/12/2016

bi tane kitap hakkında

Mine kırıkkanat'ın Paris'te 3 pkk'lının öldürülmesini konu alan yeni romanını aldım. Ve bitirdim. Adı; hiç kimse. Akışını az çok tahmin edebiliyordum fakat elimden bırakamayacağımı bilmiyordum. Öldürülen pkk'lılardan biri sakine cansız. örgütün 5 kurucusundan biri. öcalan tarafından feminist, aktivist aksiyonları ve biat etmemesi yüzünden karayilan eliyle afaroz ediliyor ve avrupaya (fransaya) yerlestiriliyor ama kadın oradan bile uyusturucu karsiligi silah alimini yönetmekle kalmiyor fransa cumhurbaşkanı sarkozy ve selefi hollande'la aynı masalarda buluşabiliyor vsvsvs. Yanar döner avrupa.. buraya kadar herşey gerçek.fakat sonrasında mine o kadar hayal mi gerçekten gerçek mi olduğu belli olmayan şeyler yerleştiriyor ki kitabın içine, işte elimden bırakamamam tam da bu yüzden. Üstelik şöyle birşeye bile sebep oluyor kitap: birgün gazetesinin bir başka kadın yazarı mine'yle röprtaj yapıyor fakat ırkçı söylemlerden ötürü kürt yazar ve bab-ı ali'deki diğer çevrelerden aşırı baskı görüyor gazete ve kadın gazeteci işinden kovuluyor mineyle roportaj yaptigi icin..

Kitabın ilk cümlesi şöyle: “Başlangıçta her şey yumurtaydı. Caniler yumurtaydı önce, kurbanlar yumurta.” Sonra bu yumurtalı cümle, “Velhasıl hiçbir yumurta masum değildi” diye bitiyor. Buradan bir düzen/insan eleştirisi yapmamız gerekiyor mu diye sormadan edemiyorum.Yapmamam gerektiğini sonraki sayfalarda öğrenicem tabii..

“Tutsak önderliğin, esir düştüğünden beri T.C hükümetine biat ettiğini hepimiz biliyoruz. Kuşkusuz önceden de işbirliği vardı, sen doğrusunu bilirsin. belki de sana atılan iftira, aslında onun için geçerlidir.
Şimdi hükümetin muhatabı oldu. Ada’dan barış görüşmelerini yönetiyor.
T.C’nin bu süreçten parti’ye para ve silah sağlayan kaynakları kurutmak için yararlanacağına emin olabilirsin. tutsak önderlikten kurban istenecek. o da verecek. muhtemelen bizler arasından birkaç isim söyleyecek. ve ben o isimlerden biriyim.
çok zamanım kalmadı, seziyorum.
hoşçakal heval...” Böyle bitiyormuş hakikaten de sakine cansız'ın öcalan'ın karısı kesire'ye mektubu.

"Paris, 9 ocak 2013’te olağandışı bir suikaste tanık oldu. pkk militanı üç kadın, bir tabancadan sıkılan on kurşunla öldürüldü. Yakalanan tek zanlı, o gün bugündür yargılanmayı bekliyor. Katil olduğuna dair kesin bir kanıt bulunamadı, kimse inanmadı, inanmıyor.
Hiç kimse, bu gerçek suikastın gerçekdışı bir komploya uyarlanan romanıdır.
Mine g. Kırıkkanat’ın olağanüstü kurgusu, işlenen cinayetlerde uluslararası bir işbirliğini inandırıcı kılarken; teşkilat’ın yetiştirdiği tetikçilerin sınır ötesi harekâtlarını ve derin devletin sırlarını da gözler önüne seriyor."

Gerçek mi daha gerçek acaba yoksa kurmaca olan mı?
Fransa bazı hesapların ve çıkarların sonucu bazı şeyleri görmezden mi gelmis yani diyip gerçeğin içine girdim.


Mine’nin Munise Cesur cinayetinde ortaya attığı soruların benzerlerinin birçok olayda uzmanlarca da dile getirildiğini biliyoruz. Nihayet, Teşkilat’ın tetikçilerinin varlığı ve yetiştirilme yöntemleri Kartallı Kazım’ın da anlattıklarıyla doğrulanıyor. Teşekkürde bulunulan kartallı kazım da uluslararası benzer operasyonlarda yer almış eski bir silahşör..

Kitabı tavsiye ediyorum. Vaktiniz varsa alın okuyun. Ilginç derin devlet gerçekleri ya da kurmacalarinin icinde bulacaksiniz kendinizi.


http://www.birgun.net/haber-detay/turkiye-parcalaniyor-111605.html









mucize

bazen şahit olmanın tek şartı; kimseye anlatamayacak olmaktır. şairin dediği gibi bütün rastlantıları reddedip anlar insan mucizeyi; anlar da, anlatamaz.


Vizyondan tam iki yıl sonra izledim, filmde görüntüler muhteşem, Mert Turak hakikaten çok iyi oynamış. Mahsun Kırmızıgül dram çekmeyi biliyor fakat çok fazla kürt/etnik mesaj sokuşturuyordu satır aralarına, bu filmde yok. Entel diliyle sinematografik olmuş, halk diliyle sonu gece gece ağlattı.. ben karıma aşık oldum 👍



ay üfff 😂😂😂😂