2/04/2013

Hayat kısa, sen hala..

Ona küs, buna gücen, şunu unutma, bunu silme.. Merak etme, hayat koca bir silgiyle bütün bu vesveselerini ve seni siliverecek. O zaman içinde yazılı, okudukça içini acıtan bütün o satırlar da, vakti zamanında hücrelerini morarttıklarıyla kalakalacak. Erteleyebildiğin her şeyi erteleyebildiğin kadar ertele. Günleri gelmeyecek. Diyeceksin ki şu çocuklar bir büyüsün. Diyeceksin ki şu dönem bir geçsin.Diyeceksin ki dur bakalım..

Hayat bu dille konuşmaz halbuki, o hep der ki: hadi çocuklar büyümeden, bu dönem geçmeden, durup bakmadan. Ağzında geveleyip durduğun bir sürü şeyi çıkarmadın. Şişti, şişti, şişti yanakların. Bakınca görülüyor suratındaki o şişik ifade. Çıkarmadığın şeyler, sevgi sözcükleri, itiraflar, kırmak ya da kırmamak için tuttuğun bütün o cam kırıkları hayat bittiğinde dökülüverecek rahatlayan çenenden ama sessiz. Yani kimse duymayacak onları yine yazık. Çıkarsaydın görürdün, dünya laflarla sona ermez. Değişir en fazla. Ona bakmıyorsun, nefesine bakmıyorsun. Bir hayaline bile dönüp bakmıyorsun.Onları 'renkli şeyler' diye ayırmışsın. Hep siyahları yıkıyorsun, hep beyazları.Siyah beyaz oldun.

Burnun duruyorken kokla, ağzın duruyorken öp, elin duruyorken alkışla..

Yok bilmem kim ne der, ne buyurur! Halbuki hayat, insanları düşürdüğü gibi rahme, tek tek alıyor geriye. Başkaları başka'dır adı üstünde. Onlar senin ne içini bilirler, ne düşünü. Onlar yok ki, sen düşünmezsen. Bir tek sen varsın, bir bilsen.. Komşu bir penceredir. Başkaları on beş dakika dedikodudur en fazla. Hayat bir pencereden görülemeyecek kadar büyük, ve kısa da olsa on beş dakikadan uzundur canım...

Kendinde kusur arıyorsun.. Başkalarında kusur arıyorsun. Herkeste kusur var zaten. Kusur arama, kusuru azaltmayı ara. eşsizi ara, biricik olanı ara.. kusuru olsa da ara. O hayatın bittiğinde o da senin kadar ödülleniyor merak etme. Diyor ki: ''Sen hep doğru şeyi aradın''. Bulmaktan bile mühimdir bu..

Hep diyorsun, hep aynı. Güneş bir aşağı , bir yukarı. Mevsimler yan yana dört tane. Saat yuvarlak, yirmidört kere döner.Evet, onlar arkanda ve hep aynı şeyi yaparlar. Ama sandığın kadar uzun süre yapmayacaklar bu dansı.Bunu yapıyorlar ki sen üzerine doğaçla diye. Kendi dansını bul, melodini tuttur, sözünü söyle.. Sırf sen onları yap diye dönüp duruyor zavallıcıklar.. Sana bunu bir türlü anlatamadılar..

Oyunun sonunda 'don'dediklerinde ellerini kaldır, bedenin çıplak olsun. Hiç bir şeyini sürüklememiş, biriktirmemiş ol. Yüzünde gülümsemen olsun, 'seni alt ettim bak!gülümsememi sonuna kadar tuttum işte'..