Bi anda masadan kalktım, lavaboya gideceğimi söyledim. Muhtemelen üşüdüğüm için çişimin geldiğini düşünüyordu. O kadar heyecanlıydım ki çişim bile gelmiyordu aslında. Lavaboya gidip hızlıca kapıyı kilitledim. Kafamı kaldırıp aynaya baktım. Aynı amerikan filmlerindeki gibi seslice konuştum: “çok seviyorum lan, çok çok çok.”
Adam.
İyi ki buldun beni. İyi ki buldum kendimi.
Ben kendimi keşfetmiş biriyim. Aşık olunca nasıl, nefret edince nasıl, özleyince nasıl, unutunca nasıl hissedeceğimi biliyorum. Her duygumun karşılığı, yaşanmışlığı var.
Bu başka ama. Bu çok başka. Sen başkasın.
Hayatım boyunca kimseye altını dolduramadığım bir şey söylemedim. Hissetmediğim hiçbir sözü, hiçbir cümleyi sarfetmedim. Hislerimi hiçbir zaman başka kelimelerle anlatmadım. Hep nettim. Patavatsızca net.
İnsan eşini bulunca anlıyormuş.
Ben anladım.
Seni sevdiğimi düşünürken, içimin suyu gözlerime doluyor. Öyle saf, öyle temiz seviyorum.
Öyle temiz sevdirdin adam. Öyle sevdim adam.
Sen yokken kolum bacağım eksikmiş gibi. Ben ki yalnızlıkta kendimi bulan, iyi hissettiğimi düşünen bi insandım. Şimdi sen yanımda yokken bi işe girişsem yapamazmışım gibi geliyor.
Sen yanımdayken her şeyin çaresi varmış gibi.
Seviyorum adam.
Çok seviyorum.