[ˈsʊ.iː ˈɡɛnɛrɪs]) has a meaning "of its own kind/genus" and hence "unique in its characteristics". The term is widely used to refer to (1) philosophy, when a concept is not available; (2) biology, when a species does not fit into a genus which includes other species; (3) law, when a special and unique interpretation of a case or authority is found to be necessary; (4) politics and societal norms, where there is no real authority perceived.
5/24/2013
istesen de anlayamazsın
Sen hiç apartman kapısı kapandığında ayak seslerinin kapıya doğru gelmesi için dua ettin mi?
Her telefon çaldığında ‘umarım bu kez o arıyordur’ hissiyle koştun mu?
Her mesaj geldiğinde yüreğin ağzına geldi mi, acaba şimdi ne söyleyecek diye?
Dünya çirkini bi köpeğe bakıp bakıp ağladın mı?
Karşılaşma umuduyla sevdiğin insanın evinin civarında aptal aptal dolaştın mı?
Sen bi insanın ellerini özledin mi hiç? Ellerini, ellerinin içine koyup sadece bakmayı istedin mi?
Sen hiç iftiraya uğradın mı? Yapmadığın şeyler için defalarca suçlandın mı?
Sen hırpalanacak kadar dürüst olmak ne demek biliyor musun? Bunun kıymetini anlayacak kadar büyüdün mü?
Sen hiç birinin annesinin fotoğrafına bakarken, ona sarılma isteği duydun mu?
Sen sırf karşındaki insan sana ‘bana iyi gelmiyorsun’ dediği için onu bir daha arayamayacak hale geldin mi?
Biri sana ‘çok üzgünüm’ dediğinde, aslında zerre üzgün olmadığını hissettin mi?
Hayatında her şey yolundayken sırf senin gitmen için ‘ben iyi değilim’ diye yalan söyleyenine rastladın mı hiç?
Sen hiç onun okumayacağını bildiğin halde sayfalarca yazı yazdın mı?
Sonra gelmiş bana ‘seni anlayamıyorum’ diyorsun. Anlamazsın tabi. Bak, ben seni gayet iyi anlıyorum. Beni anlayamamanı bile anlıyorum.
Sen beni istesen de anlayamazsın.