12/18/2012

a ş k !?!? böööööö! aşk asla anlatılmayacak hikayelermiş..!


Zamanın ilerleyen bir şey olduğu fikri aşkla bağdaşmıyor sanırım....

Yaşamın pek çok yönünü bugünden yarına artarak, çoğalarak, ilerleyerek taşıyabileceğimi farkettim bugün. Atalarımızdan daha bilgili ve tecrübeli olduğumuzu sanabilir; hal böyleyse, torunlarımızın bizden daha bilgili ve tecrübeli olacağını varsayabiliriz. Geçmiş yüzyılların insanlarını telef eden hastalıklar şimdi kitaplarda birer isimden ibaret kaldığına göre, yarın bugünün muammalarına bir çözüm, dertlerine bir deva bulunacağına inanabilir ve zamanlar birlikte insanlığın da ilerlediği fikriyle avunabiliriz...?
Ama aşk sözkonusu olduğunda zamanın iktidarı erimeye başlıyor. ne atalarımızdan daha iyi, ne de torunlarımızdan daha kötü aşıklar olduğumuzu kabullenebiliriz. geçmiş-şimdi-gelecek üçlemesinin sıralaması aşka uymuyorrrr ben uyduramadım yani... insan bugün, dündan daha çok şey bildiğini ve yarın daha da çok şey bileceğini varsayabilir; ama aşk böylesi varsayımları pek kaale almıyor...
ne gariptir ki, bunca zaman sonra zamandan anladığım hálá bir kum saati. Bana göre zaman akar ve birikir; kontrol edilemez ama ölçülebilir, önüne geçilemez ama bilinebilir. Oysa aşkın zamanı böyle değilmiş. aşkın zamanı kum saatinde kararlılıkla büyüyen bir kum tepeceğiyle değil, olsa olsa su ile tarif edilebilir... belki? 


Aşkın yaptıklarından ve yapacaklarından kimsenin sorumlu tutulamayacağını öğrendim... her suçun bile bi bahanesi var nihayet! 

Başka..?

Aşk öncesiz ve sonrasız.... dünsüz ve yarınsız... aşık olduğumuz insanın ne eski aşklarının, ne de sabık aşıklarının varlığına tahammül edebiliyoruz - ben ve etrafımdaki herkes!- eğer aşıksak, geçmişten zerre kadar hazzetmez, selef istemiyoruz. geleceğe gelince, aslında o da hiç gelmesin..di mi? Halef de istemiyoruz haliyle o zaman..

demek ki aşk tam da ''şimdi’’ye, şu ana aittir. ‘‘hep vardım’’ diyemez; ‘‘hep var olacağım’’ diyemeyeceği gibi.

Ne ki aşk?..

Asla anlatılmayacak bi hikaye?

Ya da hoşçakal dedikten sonra tekrar karşılaşacağını bilmek, kader?

Evin ananhtarından bi kopya daha yaptırmak, güven?

Cem Yılmaz'a göre göre bitki isimleriyle başlayıp hayvan isimleriyle biten şey..

Bağımlılık yapan, mutluluk verici, bi tür uyuşturucu gibi bişey.

Konuşurken boğazını düğümleyen, sürekli onu düşündüren?

Herhangi birine sürekli ondan sanki dünyadaki tek insanmış gibi bahsettiren..
Afişe olmadıysa insanın kendine söyleyemediği

Yeteri kadar yaşayıp fazlasıyla insanı konuşturan

Bi kokunun peşinden insanın gözü kapalı gitmesini sağlayan

Dinlerin en ucuzu???..

Ya da siyah beyaz benekli bi inek, tapmasını bilene.

Belki bi tür psikolojik bozukluk.

Ne diyorlardı: ''Dünyanın en güzel sesinden dünyanın en güzel şarkısını dinlemek''

Onu görmezsen öleceğine inanmak.

puffffff! neyse ya da sadece;.......

aşk bir kesik yarasıdır... çok acır, çok kanar, çok zor iyileşir, geç kapanır yara; lakin izi asla geçmez, hep ordadır kesik yarası; unutturur kendini bir süre sonra ama hala ordadır. baktıkça hatırlarsın. ne kadar büyükse kesik yarası o kadar çok çarpar gözüne. daha büyük kesik yaraları unutturur ancak bir öncekinin acısını.

uyuyım ben artık!

23:15