12/19/2012

ben çok konuşkan bir insanım, konudan konuya atladığım zamanlarda da, aynı konu üzerinde yoğunlaşmış olsam da sınırsız sürelerce konuşmaktan çekinmem. hep anlatacak bir şeyler bulurum. vereceğim örnek bitmez, ortaya atacağım hipotezler bitmez. beni dinleyen biri olduğu sürece anlatacağım şeyler bitmez.

eskiden her konuda herkese her şeyi söyleyebilen bir insandım, fakat olgunlaştığım için mi bilmiyorum ama artık herkese her şeyi ağzımdan çıkmasını istediğim gibi söyleyemiyorum. bazı şeyleri sadece davranışlarımla ifade etmem gerektiğini hissediyorum. sus, söyleme, yapman gerektiğini yap ve anlaşıl. belki bu olgunlaşmaktır, belki de bir bunalım belirtisi olarak içe kapanma. bilemiyorum.

ama diyemiyorum bazı şeyleri. dile gelemeyen şeyleri söylemekten mi çekiniyorum alacağım olumsuz ya da nötr cevaplardan korktuğum için, yoksa kendime mi güvenemiyorum iyi bir insan olduğuma dair, bilemiyorum. belki de egom bir itiraf için fazla şişkin ya da kırılmaya dair fazlaca zayıfladı zayıf psikolojimle.

insan hayallerinde kurduklarıyla yaşayabildiği bir dünyayı hep ister, ütopiktir. herşeyin toz pembe ya da bembeyaz olduğu. ben de hayallerimin kararacağı ya da toz pembenin üstüne su damladığındaki bulanıklaşmasını istemiyorum belki de.

tek bildiğim şey var, ben iyi niyetli biri olursam, sonunda güzel şeyler yaşayacağım.